KAYSERİ

Kayseri Truzim , Tristik Yerler , Mekanlar

Kayseri Kayseri Turizm, Turistik Yerler, Mekanlar

Kayseri'nin Doğal Değerleri

Kayseri,insanlığın varoluşundan itibaren çeşitli uygarlıkların yaşadığı yer olması, olağanüstü doğal güzellikleri ve coğrafi konumu itibariyle, ülkemiz turizmi açısından ayrıcalıklı bir konumda bulunmaktadır. Kayseri, Orta Anadolu'da 3916 metre yüksekliğindeki Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuş, Anadolu'nun eski tarihini yazılı belgelerle kanıtlayan Kültepe-Kaniş-Karun'uyla, en eski yerleşme yerlerinden biridir. İslami devirde Selçuklulara. başkentlik yapmış, Osmanlılardan sonra Cumhuriyet döneminde büyük bir atağa kalkarak imar çalışmalarına girişmiş, sanayi ve ticaretiyle kendisini ispatlamıştır. İlin önemli turizm yerleri Harita G1 de gösterilmiştir.

Kayseri merkezinde bulunan özellikle Selçuklu eserleri, medreseler, camiler, çeşmeler, kümbetler, hanlar ve çevresinde bulunan , üzerinde dört mevsim karı eksik olmayan, yazın dağ ve doğa yürüyüşü, kışın ise Tekir Yaylası'ndaki kayak merkezi, 10.000 hektarlık alanı kaplayan yüzlerce kuş türünün barındığı Sultan Sazlığı, bir doğa harikası olan Kapuzbaşı Şelaleleri, Soğanlı Vadisi ve Kervansaraylar Kayseri'nin başlıca turizm potansiyelleridir.

Geniş caddeleri, adım başı tarihi eserleri, pastırması, sanayi ve ticareti ile kendini dünya çapında kabul ettirmiş, muhteşem Erciyes'e sahip Kayseri yeni yapılan uluslar arası sivil hava alanı ile Kayseri ve Kapadokya'ya gelen yerli ve yabancı ziyaretçilere hizmet vermektedir. Kayseri'nin eski adı Mazaka veya Özepya'dır.

İslamiyet'ten önce devirlerde Kapadokya'nın merkezi olan bu bölgeye Erciyes ile birlikte Kilikya denirdi. Mazaka'nın yeri, şimdiki şehrin güneybatısında Erciyes eteklerine yakın yüksek bir yer üzerine kurulmuştur.

Coğrafi Konum

Erciyes Dağı

Orta Anadolu'nun en yüksek doruğu olan Erciyes Dağı (3916 m.) Kayseri ilinin hemen güneyinde yükselmeye başlar.

Bayramhacı Kaplıcası

Kayseri'nin batısında Kapadokya bölgesi içinde kalan Bayramhacı köyüne 1.5 Km. mesafededir.

Yeşilhisar İçmecesi

Yeşilhisar Dutluk içmecesi Kayseri'nin ve Yeşilhisar'ın güneyinde Yeşilhisar'a 11 Km. mesafede Yahyalı saçağının 1 Km.sindedir. Kayseri'ye uzaklığı 70 Km. dir.

Tekgöz Kaplıcası

Bu kaplıca Kayseri'nin Himmetdede Kasabası Yemliha köyündedir. Takriben Kayseri'ye 40 Km uzaklıktadır.

Yahyalı Kapuzbaşı Şelalesi

Yahyalı ilçesinde 85. Km mesafededir.

Sultansazlığı (Kuş Cenneti)

Kayseri'nin Km güneyinde Develi ovası ortasında mevsimlere göre değişerek 8.000-13.000 Km2 alanı kaplayan sulak bir alandır. Develi-Yeşilhisar-Yahyalı üçgeni içindedir.

Tekir Yaylası

Şehir Merkezine 25 km uzaklıkta ve denizden 2150 yükseklikte bulunan Tekir Yaylası'na Hisarcık Kasabasında ulaşmak mümkündür.

Derebağ Şelalesi

Yahyalı İlçesine 10 km uzaklıktaki yayvan kaynak çağlayan dar bir bir vadinin içinde 15 m yükseklikten akar.

Yeşilköy Şelalesi

Yahyalı ilçesine bağlı Yeşilköy'e 3 Km uzaklıktadır.

Hacer Ormanı ve Yedigöller

Yahyalı İlçesine 80 km. uzaklıkta , Aladağlar Milli Parkı içerisinde 7 adet göl ve 18 hektar karaçam ormanından oluşur.

Gesi

Şehir merkezine 20 km. uzaklıkta bulunan bağ ve güzelliği ile Türk Folkloruna girmiştir.

Hisarcık

Kayseri'ye 25 km mesafede mesire alanı güzel bir beldedir.

Talas

Kayseri şehir merkezine 6 km mesafede, doğal güzelliği ve mesire yerleriyle ayrıca arkeolojik kentsel sit alanı bir ilçedir.

Erkilet

Dinlenme parlarıyla ünlü bir beldedir.

Fiziki Özellikler

Erciyes Dağı

Orta Anadolu'nun en yüksek doruğu olan Erciyes Dağı (3916 m.) Kayseri ilinin hemen güneyinden yükselmeye başlar. Erciyes dağı sönmüş genç bir volkan dağıdır. Üzerinde bir çok yan volkan konisi bulunur. Dağın yüksek kısımları yılın her mevsiminde kalıcı karlarla örtülüdür. Krater, dış kuvvetlerle parçalanmış ve dorukta bir kaç tane sivri krater belirmiştir. Dağında doruğunda Bizans rahiplerinin ayin yeri olarak kullandıkları ilginç bir mağara vardır. Bu mağaraların duvarlarında henüz çözülmemiş yazılar bulunduğu belirtilmektedir. Erciyes dağının 1500 m. yüksekliği kadar olan kesimleri de bağlarla kapladır. Dağın doğu yüzünde 2100-2900 metreler arasında yer alan Tekir yaylası aynı zamanda Dağevi'nden başlayarak, Şeyh şaban deresine doğru uzanan telesiyej tesisi (2550 m.) vardır.

Bayramhacı Kaplıcası

Kayseri'nin batısında Kapadokya Bölgesi içinde yer alan Bayramhacı köyüne 1.5 Km. mesafede aynı isimli kaplıca yer almaktadır. Kayseri'ye 80 Km. uzaklıktadır. Kayser'lilerin ve civarının ziyaret ettiği kaplıca yolu oldukça düzgün olup 60 yataklı 18 odalı ve ayrıca yataksız 34 odası bulunan büyük bir oteli mevcuttur.

Kaplıcanın sıcak suyu her türlü romatizmaya, mafsal ağrılarına, bronşial dermotozlara iyi gelmektedir. Yapılan tahlil neticesi kükürdün kaplıca suyunda fazlaca olduğu tespit edilmiştir.

Yeşilhisar İçmecesi

Yeşilhisar veya Dutluk İçmecesi Kayseri'nin ve Yeşilhisar'ın güneyinde Yeşilhisar'a 11 Km. mesafede Yahyalı saçağına 1 Km. uzaktadır. Kayseri'ye uzaklığı 70 Km. dir. Günde ortalama 2000 kişinin içtiği bu su, kapalı kürklerle kaptaj yerinden ağaçlıklı bir bahçe içinde çeşmeye gelir. Şadırvan biçimindeki çeşmenin 6 musluğu mevcuttur. İçme mevsimi Mayıs'tan Ekim sonuna kadar olmakla beraber esas Temmuz ve Ağustos ayları çok kalabalıktır. Otel kısmında 200 yatak vardır. Şehire kara ve demiryollarıyla bağlıdır. İçme tabii sıcak suyu ile bir çok hastalıklara şifa kaynağı olmuştur. Hipostenik midelerin tedavisinde, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarında, böbrek taşlarının düşmesinde önemli tedavi vasıtasıdır.

Tekgöz Kaplıcası

Kayseri'nin Himmetdede kasabası Yemliha köyündedir. Takriben Kayseri'ye 40 Km. uzaklıktadır. Umumi bir havuzu ve bir de banyosu bulunmaktadır. Kabin şeklinde otel odaları mevcuttur. Suyu çeşitli mineralleri kapsadığı için romatizmaya, mafsal ağrılarına, kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.

Yahyalı Kapuzbaşı Şelalesi

Yahyalı ilçesine 85 Km. mesafededir. Kapuzbaşı küçük oyuklar halinde tepeler ve cep arazilerinden oluşmaktadır. Kaya yarmaları arasında çatlaklar bulunmakta, bu çatlaklar arasından bol miktarda su çıkmaktadır. Sular çok soğuk olmakla beraber debisi saniyede 10 m3'dür. Yüksekliği 60-80 m. arasında değişen ve dağın içinden çıkan 4 şelale mevcuttur. Kayseri'nin en görülmeye değer ve en bakir yöresidir. Son derece tabii güzelliği olan bu yörede İklim Akdeniz iklimini andırır. Bölgede Sarıgöller mevkiinde turistik güzellikler ve manzaralar bulunmaktadır. Bu önemli yöremizin turizme biran önce açılması için gerekli çalışmaların hızlandırılması gerekmektedir.

Sultansazlığı

Tabiatı Koruma Alanları'ndan biri olan Sultansazlığı Kayseri'nin 70 Km. güneyinde Develi Ovası dışında mevsimlere göre değişerek 8 -13 Km2 alanı kaplayan bir sulak sahadır. Develi-Yeşilhisar-Yahyalı üçgeni içindedir. Kuzeyinde bölgenin en yüksek volkanik dağı Erciyes bulunur. Dağın eteklerinde büyük tatlı su bataklığı teşekkül eder. Büyük kısmı sazlarla kaplıdır. Yer yer kamış hafa otu ve kındıra bulunur. Açık alanlarda Nilüfer ve Süsen görülür. Sahanın merkezine doğru görülmeyecek kadar çok yüzen saz odacıkları vardır. Bunlar kuvvetli rüzgarlarla yer değiştirirler, suyun alçalmasıyla alçalırlar. Bu tatlı su kompleksi Güney ve Kuzeyde Yay gölü ile ayrılır. Yay Gölü tuzlu bir göldür. Derinliği 1,5 m.yi geçmez.Civarı otsuzdur. Kuzey-batı köşesinde bu göle bağlı Çöl Gölü bulunur.

Anadolu'nun en eski yerleşim yerinde bulunan höyüklerden Hititler zamanına ait üç adet höyük (4000 yıllık) sabanın içinde bulunmuştur. Yerleri, Eğriköy, Çayırözü, Musahacılı, Kocahacılı arasındadır.Bu saha 1968 yılında merhum İsmet Özer tarafından keşfedilmiştir. Sahanın öneminin ortaya çıkması üzerine Sultansazlığı 1971 yılında Kara Avcılığı Kanunu'na dayanılarak Tarım, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı'nca Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası olarak tesis edilmiştir. 1971yılından bu yana da koruma ve üretim çalışmaları Orman Genel Müdürlüğü'nce sürdürülmektedir. Sahada görevli koruma personeli ve ekipmanı yanında yardımcı binalar ve su kuşları gözetleme kulesi bulunmakta ayrıca Sultan sazlığı'ndaki su kuşlarının ve bunların yaşama ortamları ile göç yollarının araştırılması ile problemlerin tespiti ve üretilmesi gayesi ile bir İsmet Özer Su Kuşları Halkalama Gözlem ve Üretme İstasyonu kurulmuştur. 1997'de yapılan bir araştırmaya göre 39 tür kaydedilmiştir. Bunlardan 100'den fazlasının sahada kuluçkaya yattığı tespit edilmiştir.

Adana Orman Bölge Baş Müdürlüğü-Yahyalı Orman İşletmesine bağlı Av Koruma ve Üretme Şefliği dahilinde bulunan Sultan sazlığı'nı, Ürgüp-Göreme Ovaçiftliği veya Niğde-Kayseri üzerinden Yeşilhisar'a gelmeden Yahyalı istikametine 8 Km. mesafede Ovaçiftliği ne gelinerek ulaşılır. Toplam yol 70 Km. kadardır.

İsmet Özer Su Kuşları Halkalama ve Üretme İstasyonu ziyaret edilebilir. (Çeşitli Kuş tahnitleri görülür. ) Ayrıca gözetleme kulesinden civar seyredilebilir.

DİĞER TURİZM DEĞERLERİ

Basil-Manastır Külliyesi

Battal altı Mahallesi'nin kuzeydoğusunda bulunan kemerli roma yapı kalıntılarının basil manastır külliyesine ait olduğu sanılmaktadır.

Fraktın Kayası

Kayseri'nin 78 Km. güneyindedir. Etilere ait bir eserdir. Büyük bir kaya üzerine hak edilmiş hiyeroglif yazıları ve kabartma resimleri vardır.

Şimşek Kaya

Develi İmamkulu Köyü yakınındadır. Büyük bir kaya üzerine hak edilmiş Eti hiyeroglif yazıları kabartma resimler görülmektedir.

Roma Mezarı

İstasyon Caddesi üzerinde ve Sahabiye Medresesi arkasına düşmektedir. Kapadokyanın Roma eyaleti haline geldiği sırada yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Sonraları buranın etrafı İslami mezarlara çevrili açık mezar haline gelmiştir. Hatta bu mezarın da islamlar tarafından kullanılmış olduğu içindeki İslami kitabelerden anlaşılmaktadır.

Tümülüs Mezarı

Erkilet Kasabasında, Hızırilyas tepesinde bulunan bu tümülüs mezarına Kapadokya kralı Archelaus'a ait olduğu iddia edilmektedir.

Beşiktepe Höyüğü

Eski Yozgat yolu üzerinde, Erkilet'in güneyinde Beşiktepe'de üç tane höyük bulunmuştur.

Kululu

Kayseri'ye 68 km uzaklıkta Akışla ilçesine bağlı, dağlık bir bölgede bulunan Kululu, Hitit Çağına ait bir çok eserlerin bulunduğu ve "Kaletepe" denilen stadelin olduğu tarihi bir sahadır.

İmam kulu Kaya Kabartması

Develi İlçesine 40km kadar uzaklıkta bulunan İmam kulu Köyünün Şimşekkaya mevkiinde bulunmaktadır.

Haydar Bey Köşkü

Kayseri'nin kuzey-doğusunda 5 km. kadar mesafede, Argıncıkta bir tarla içinde inşa edilmiş, kitabesiz bir köşktür.

Roma mezarı

Şehir içi İstasyon caddesindedir. Tamamen kesme taşlardan inşa edilmiş olan mezar, klasik çağ mabetleri tarzındadır.

Hıddırellez Köşkü

Erkilet Kasabasında olan eser Selçuklular tarafından 1241/42 yıllarında yaptırıldığı kitabesinden anlaşılmaktadır.

Tekgöz Köprüsü

Kayseri'nin 30 Km kuzeybatısında eski Ankara yolu üzerinde Süleyman Şah zamanında kesme taştan yapılmıştır. 27 metre çapında ve 18 metre yüksekliğinde bir kemere 11,5metre çapında ve 7,5 metre yüksekliğinde daha küçük bir kemerden meydana gelmiştir.1203 yılında inşa edilmiştir.

Çok göz Köprüsü

Erkilet Kasabasının Kuzeybatı tarafında Kızılırmak üzerinde kurulan köprü, kitabesi olmamasına rağmen 1.İzzettin Keykavus tarafından yapıldığı iddia edilmektedir. 1212-1215 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır.

Güpgüpoğlu Konağı

Şehir içinde Cumhuriyet Mahallesindedir. Mevcut evlerin en eskisi ve iyi muhafaza edilenidir.

Atatürk Evi (Reşit Ağa Konağı)

Kayseri Cumhuriyet Mahallesi, Şeyh Tennuri Sokakta bulunan Konak 19. yüzyıl sonlarında Raşit Ağa tarafından ev olarak yaptırılmıştır. Bina kesme taşlardan yaptırılmış olup, üç katlıdır.

Saat Kulesi

1919 yılında yaptırılmıştır. Cumhuriyet Meydanı'ndadır.

CAMİİLER

Ulu Camii (Camii Kebir)

Bu Camii 1750 m'dir. Ulu Camii planı bütün İslam dünyasında yaygın bulunan genel tipe uygundur. Bir çok tadilat geçirdiği muhtemeldir. Planın genel tertibi yapıda sivri kemer kullanılması İslami kaynağı delilleridir. 1042'de Danişmendoğullarından Melikgazi tarafından yaptırılmıştır. Silindir minaresi tuğla mozaikli olarak yapılmıştır. Minberi çok ince işlidir.

Külük Camii

Selçuklu vezirlerinden Muzaffereddin Mahmut'un kızı Atsız Etli Hatun tarafından M.S. 1210 tarihinde yaptırılmıştır. Planda görülen intizamsızlık gördüğü tamirlerden ileri gelir. Kapısının kompozisyonu zariftir. Kemer bendin üzerindeki yuvarlak iki taşın arasında üç satırlık yapılış tarihini belirten bir kitabe mevcuttur. Külük Camii'in mihrabı çok güzel bir şekilde çini mozaikle süslüdür. Böyle bir mihrap Selçuk çiniciliğinin şahaneliğini ifade eden bir unsur olarak ayakta durmaktadır.

Hunat Hatun Camii

Kalenin doğusunda şehri çeviren surların dışında I. Keykubat'ın karısı ve II. Keyhüsrev'in annesi Prenses Mahperi Hatun tarafından 1237 yılında yaptırılmıştır. Camiinin iki kapısı geleneksel büyük Selçuklu kapılarının benzeridir. Batı tarafındaki kapının üzerinde üç satırlı bir kitabe bulunur, 2. Kapısında da birinci kapınınki gibi bir kitabe vardır. İkinci kitabede de inşaat tarihi ve sultanın adı tekrar edilmiştir. Hunat Camiisi Kayseri'deki Camilerin en büyüğüdür. 56 kemer ayağının üzerine istinat eder. Birisi yeni, diğeri eskiden yapılmış iki kubbesi vardır. Binanın batı tarafındaki kapısına cümle kapısı denir. Yan ve üst kısmı gayet ince şekilde süslenmiştir.

Hacı Kılıç Camii

1249 yılında Selçuk oğulları vezirlerinden Ebul Kasım Ali Tosil tarafından yaptırılmıştır. Camiinin kapısı ince bir şekilde işlenmiştir.

Han Camii

13. Asır ortalarında Selçuk oğulları tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir.

Lala Paşa Camii: 1308'de Kayseri Emiri Lala Muslihiddin Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Kümbet Camii

1378 yılında Şah Melik Hatun tarafından yaptırılmıştır.

Şıh Camii

1466 yılında Osman oğullarından Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılmıştır.

Katıroğlu Camii

1514 yılında Katıroğulları tarafından yaptırılmıştır.

Mimar Sinan Camii

1574 yılında Doğan Hacı Ahmet Paşa tarafından yapılmış olan bu Camiinin planını bizzat Mimar Sinan çizmiştir. Kubbesi kurşunla örtülü olduğundan "Kurşunlu Cami'de denmektedir.

Yanıkoğlu Camii

1723 yılında Bayraktar Yanık Ömer tarafından yaptırılmıştır.

Barsama Camii

Bu Camii yıkılmış durumdadır. 3 veya 4 metre uzunluğundaki duvarları ayakta durmaktadır. Kitabesinden Hicri 974 Miladi 1567 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

MEDRESELER

Şifaiye ve Gıyasiye Medreseleri

Anadolu'nun ve Avrupa'nın ilk tıp okulu olan medrese ve hastane 1205 yılında Selçuklu Hükümdarlarından Gıyaseddin Keyhüsrev I. Kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine şifaiye adını taşıyan hastane yapılmış, bunun yanında ilk tıbbiye Gıyasiye adlı bir medrese kurulmuştur. Bu medreseler "çifte Medreseler" adıyla da anılır. Hastanenin çok süslü olan kapısının üzerinde Selçuklu hattı ile yapılmış iki satırlık kitabe bulunur. Son zamanlarda geniş çapta restore edilmiştir. Şimdi Tıp Tarihi Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Seracettin Medresesi

Bu medrese Küçük Hunat Medresesi de denilir. Hunat Medresesine benzediğinden dolayı bu ad verilmiştir. 1240'da Selçuk oğulları vezirinden Seraceddin tarafından yapıldığı üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır.

Hunat Medresesi

Bu medrese 1237 yılında Selçuklu Hükümdarlarından Gıyaseddin Keyhüsrev II. nın annesi I. Alaaddin Keykubat'ın karısı Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır. İlk müderrisi Mevlana Celaleddin'in Hocası Burhaneddin Tirmizi'dir. 1939 yılında müze olarak açılan medrese restore edildikten sonra Etnografya Müzesi olarak hizmet vermektedir.

Sahabiye Medresesi

1276 yılında Selçuk oğulları vezirlerinden Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Cümle kapısının taştan oyma süslemeleri çok mükemmeldir.

Hacıkılıç Medresesi

Selçuklu vezirlerinden Ebu Kasım Ali Tosil tarafından 1249'da yaptırılmıştır.

Hatuniye Medresesi

1413 yılında Dulkadiroğlularından Nusrettin Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır.

Köşk Medresesi

Alaaddin Ertanç isimli Kayseri Emiri tarafından 1341 yılında yaptırılmıştır.

YEREL GİYSİLER

Kayseri İli, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren bir sanayi şehri olmaya başlamasıyla şehirleşme büyük ölçüde ilerlemiş ve bu sebeple geleneksel toplum hayatı ve buna bağlı olarak giyim kuşam da ister istemez değişikliğe uğramıştır.

Bu ülkede aynı dili konuşan insanların yaşadığı bölgelere göre nasıl şive-ağız farkı varsa, giyim-kuşamda da farklılık vardır.

Kayseri'nin mahalli giyimi, Anadolu'nun diğer bölgelerinden , az çok farklılıklarla ayrılır. Köy kadınları yaz mevsiminde üç etek üzerine yerli bezden mamul beyaz(ak) tabir edilen cekete uygun bir elbise, kışın ise şalvar üzerine genellikle yerli pamuk mintan ve aba giyerler.Şehir kadınları ise şal, ipekli pazen v.b. kumaşlardan parmak yakalı kolları uzun ve tasmalı, düz veya rübalı uzun entari giyerler, bellerine şal veya dokuma kuşak ağlarlardı.

Erkekler ise, kuzu yönünden elde edilen iplerle dokunan külah şeklinde başlık, satire pantol üzerine günümüz ceketine nazaran, daha geniş ve bol, yaka, düğme, cep ve astarı olmayan, hassa denilen bir cins kumaştan yapılan sako adında ceket giyerlerdi.

Bugün bunlar hemen hemen yok denecek kadar azalmıştır. Ancak meraklı ailelerde birer antika eşya olarak saklanmaktadır.

Halıcılık

Kayseri'de ileri gelmiş el sanatlarından en önemlisi halıcılıktır. Kayseri ve çevresinde bazı aileler halıcılığı geçim kaynağı kabul edinmişlerdir ve yaz-kış bu sanatı sürdürmektedir. Bünyan adıyla anılan Kayseri halıları saf ipek, sentetik ipek (floş) ve yünden yapılır. Floş ve yün halıların atıklarında pamuk, saf ipek halılarda ipek kullanılır. Saf ipek Kayseri halılarının metrekaresinde 600-700 bin düğüm bulunur. Kayseri'nin Yahyalı kazasında % 100 kök boya ve yünden yapılan halılarda Yahyalı halısı adıyla anılır. Bu halılarda hakim renk olan deniz mavisi, kırmızı, kahverengi ve gri açıkça görülür. Yünlerin boyanması yerli halkın özel kaynatma metotlarıyla evlerinde yapılır.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol